İsrail TV’sinde Türkiye’yi alenen tehdit ettiler: Türk askeri…

İsrail Ulusal Güvenlik Enstitüsü (INSS) araştırmacısı Gallia Lindenstrauss, Türkiye’nin Gazze’deki rolünü “stratejik tehdit” olarak nitelendirerek, Türk askerinin bölgeye girmesi durumunda “yeni bir Mavi Marmara olayı yaşanır” ifadelerini kullandı.

İsrail Medyası Türkiye’nin Sahadaki Hızından Rahatsız

Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanmasının ardından, Türkiye insani yardım ve yeniden inşa faaliyetlerine hızla başladı. İHH gibi sivil toplum kuruluşları aracılığıyla bölgeye sevk edilen ve üzerinde Türk bayrağı taşıyan iş makinelerinin enkaz kaldırma ve lojistik çalışmalarına başlaması, İsrail basınında geniş yankı buldu.

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Maariv, Türk bayraklı iş makinelerinin aktif olarak çalıştığını bildirirken, bu durumun Türkiye’nin süreçte hem diplomatik hem de ekonomik açıdan ilk avantajını elde ettiğini vurguladı. İsrail basını, Ankara’nın sahadaki bu hızlı hamlesinin, bölgesel nüfuzunu ve diplomatik gücünü tüm dünyaya gösterdiğini aktardı. Hatta bazı yayınlarda, Türk araçlarının görüntüleri üzerine, “Erdoğan’ın ordusu zaten Gazze’de” gibi başlıklar kullanılarak, Türkiye’nin bölgedeki varlığının kalıcı bir “tutunma noktası” oluşturmasından duyulan kaygı dile getirildi.

Uzman Lindenstrauss’tan Açık Tehdit: “Stratejik Bir Risk”

İsrail’in önde gelen düşünce kuruluşlarından İsrail Ulusal Güvenlik Enstitüsü (INSS) araştırmacısı ve Türkiye uzmanı Gallia Lindenstrauss, İsrail merkezli i24 News kanalına yaptığı değerlendirmelerde, Türkiye’nin artan etkisinin Tel Aviv için kabul edilemez olduğunu sert bir dille ifade etti.

Lindenstrauss, Türkiye’nin Hamas üzerindeki nüfuzunu sürdürmesini ve Gazze konusundaki tutumunu değiştirmemesini eleştirerek, yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin yer almasının İsrail açısından “kritik bir stratejik risk” oluşturduğunu savundu:

“Türkiye, Hamas üzerindeki nüfuzunu sürdürürken Gazze konusundaki tutumunu değiştirmedi. Ateşkesin uygulanması ve yeniden inşa sürecinde yer alması, İsrail açısından kritik bir risk.”

“Türk Askeri Gazze’ye Girerse, Yeni Bir Mavi Marmara Yaşanır”

İsrailli uzmanın en çarpıcı ve tehditkâr ifadeleri ise Türkiye’nin olası askeri katılım senaryosu üzerine geldi. Türkiye’nin olası bir uluslararası görev gücü kapsamında Gazze’ye asker göndermesi ihtimaline dikkat çeken Lindenstrauss, açıkça uyardı:

“Eğer Türk askerleri Gazze’ye girerse bu ciddi bir stratejik hata olur; yeni bir Mavi Marmara olayı yaşanır.”

Bu açıklama, 2010 yılında Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail komandolarının düzenlediği ve 10 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği olayın travmatik hafızasına doğrudan bir gönderme yapıyor ve Ankara’ya yönelik diplomatik sınırları aşan açık bir tehdit olarak algılanıyor.

İsrail’in Endişesinin Perde Arkası

Lindenstrauss ve diğer İsrailli uzmanlar, Türkiye’nin Gazze’deki varlığına neden bu kadar karşı çıktıklarını da detaylandırdı. Temel endişe, Ankara’nın Filistinli gruplar, özellikle de Hamas üzerindeki güçlü nüfuzunun İsrail’in bölgedeki güvenlik ve siyasi hedefleriyle çelişmesidir.

Uzman, savaş sonrası süreçte Filistin Yönetimi’nin zayıf kalmasının, Türkiye ve Katar gibi ülkelerin etkisini artırdığını ve bunun da İsrail için “stratejik baskı” oluşturduğunu vurguladı. İsrail’in temel hedefi Hamas’ın askeri ve siyasi gücünü tamamen ortadan kaldırmakken, Türkiye’nin Hamas’ın siyasi varlığını sürdürmesini destekleyen bir pozisyonda olması, Tel Aviv için kabul edilemez bir denklemdir.

Diğer İsrailli Yetkililerden Gelen Sert Sesler

Lindenstrauss tek ses değil. Başka İsrailli yetkililer ve uzmanlar da benzer endişeleri dile getiriyor.

Rami Daniel’in “Kaza” Kaygısı: Daha önce Israel Hayom gazetesine konuşan diğer bir İsrailli uzman Rami Daniel, Türk askerinin olası Gazze görevine katılımına ilişkin kaygılarını dile getirirken, “Mümkünse Türk askeri katılımını minimize etmek iyi olur… Türk kuvvetlerinin orada olması endişe verici. En büyük risk şu: İsrail kazara vurursa ne olur?” ifadelerini kullanmıştı. Bu “kaza” söylemi, Lindenstrauss’un “Mavi Marmara” tehdidiyle birleştiğinde, İsrail’in askeri risk alma konusundaki istekliliğini gösteriyor.

Bakan Struck’tan “Görmek İstemiyorum” Çıkışı: İsrail’in aşırı sağcı Yahudi Yerleşim Bakanı Orit Struck ise rahatsızlığını daha direkt bir ifadeyle dile getirdi: “Gazze’de ateşkes ve yeniden imar sürecine Türkiye’nin dahil olmasından rahatsızım. Gazze’de traktörde de cipte de Türk görmek istemiyorum.” Bu açıklama, İsrail hükümetinin üst kademelerinde bile Türkiye’nin sivil ve ekonomik varlığına dahi tahammül edilemediğini gözler önüne seriyor.